Röntgen Gönder
ÇOCUKLARDA FLOR TEDAVİSİ

ÇOCUKLARDA FLOR TEDAVİSİ

FLOR TEDAVİSİ

Flor vücudumuzda sert dokularda bulunan kristallerin yapıtaşlarından biridir. Diş için önemi tartışmasız bir şekilde çok büyüktür. 

Çürük oluşumu mikroorganizmaların ürettikleri asit ile diş içerisindeki kristallerin çözülmesi ve diş dokusunun kaybıdır. Bu kristaller asıl olarak kalsiyum ve fosfat yapıtaşlarından oluşmaktadır ve hidroksiapatit kristalleri olarak adlandırılır. Dişlerin gelişim döneminde alınan florun etkisi  bu hidroksiapatit kristalerinin çürüğe ve bakteri asitlerine karşı daha dayanıklı floroapatit kristallerine dönüşmesini sağlamak, kristaller arasında çürüğe yatkın boşlukların doldurulması, boyutsal alarak daha büyük ve güçlü kristallerin oluşması olarak sayılabilir. Gelişim döneminde alınan sistemik florün bu etkileri dişleri çürüğe karşı daha dayanıklı hale getirir.

Dişlerin gelişim dönemi tamamlandıktan sonra olgunlarına kavuştukları evrede diş üzerinde mineraller birikmeye devam eder bu süre zarfında da diş yüzeyinde biriken flor yine dişleri çürüğe karşı daha dayanıklı hale getirir.

Asıl ve en önemli etki Florun diş hekimleri tarafından profesyonel olarak diş yüzeyine uygulanması ile elde edilir. Çürük esnasında ya da öncesinde uygulanan flor diş üzerinde bir bariyer oluşturur. Diş üzerinde çürük yapıcı mikroorganizmaların metabolizmalarını bozarak asit üretimini engeller. Mikroorganizmaların diş yüzeyine yapışmasına neden olan organlarının fonksiyonlarını bozar ve sonuç olarak kendilerine tutunacak ve beslenecek yer bulamayan mikroorganizmalar diş yüzeylerini terkederler. 
 
Yüksek çürük riskine sahip bireylerde uygulanan profesyonel flor tedavisi diş yüzeyinde çökelerek uzun bir süre dişi asitlere karşı korur. Yüksek çürük riskine sahip bireylerde florun diş hekimi tarafından 3 ayda bir uygulanması gerektiği Amerikan Çocuk Diş Hekimliği Birliği tarafından belirlenmiştir.
 

FLOR UYGULAMASI ZEKA GERİLİĞİ YAPAR MI ?

Son zamanlarda basında yer alan  florür uygulamasının zeka geriliğine ve bazı sağlık problemlerine yol açtığı iddia edilen başlıklar bulunmaktadır. Söz konusu haberlere konu olan bilimsel araştırmalarda çok yüksek toksik dozda florür içeren içme suları kullanılmıştır. Her mineralin hatta her türlü besinin olduğu gibi Florun da yüksek dozlarda alınması toksiktir ve bir çok duruma yol açabilir. Fakat diş hekimliğinde uygulanan flor öncelikle sistemik değil topikal olarak uygulanmaktadır ve dişleri korumak için uygulanan miktar toksik düzeylerin çok çok altındadır. Uzun süreli yüksek doz flor maruziyetinde dişlerde florozis dediğimiz renk ve yapı bozuklukları oluşur fakat bunun için içme suyuna bebeklik çağından itibaren erişkinliğe kadar çok uzun süre maruziyet gerekir.

Yüksek doz sistemik flor alımının düşük IQ ile ilişkisini gösteren çalışmalar  içme sularında optimum flor seviyesinden çok daha yüksek seviyelerde fluor bulunan Çin, Moğolistan ve İran gibi ülkelerin fakir ve kırsal topluluklarında yapılmıştır. Bu çalışmalarda, IQ seviyesi üzerinde çok etkili olduğu bilinen ebeveynlerin eğitim düzeyleri, sosyoekonomik durumları, hava su kirliliği gibi faktörler değerlendirilmemiştir. Bu çerçevede IQ seviyesi ve içme suyundaki fluor seviyesi arasında ilişkinin bu çalışma sonuçlarına göre kurulması şüphe uyandırmaktadır. 

 Topikal uygulamalar sonrası yutulan flor miktarının tehlike arz etmediği gösterilmesine karşın özellikle tükürme kabiliyeti olmayan küçük çocuklarda yutma riskini de elimine etmek için flor jelleri yerine flor vernikleri uygulanmaktadır.

Ülkemiz içme sularında fluorid miktarı göz önüne alındığında, bahsi geçen zeka geriliği mümkün görülmemekte ve kamuoyu yanlış bilgilendirilmektedir. Pediatristler ve çocuk diş hekimleri arasında bu koruyucu ve durdurucu tedaviler büyük önem taşımaktadır. Çocuklar için koruyucu bakımı reddeden ebeveyn ve bakıcılarda önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturmaktadır. Çocukları için aşılar ve flor gibi koruyucu tedavilerin reddedilmesi tüm ülke ve dünyada halk sağlığını kötü biçimde etkilemektedir. Bir çok ölümcül hastalık günümüzde aşılar ile önlenebilmekteyken medyanın yanlış bilgilendirmesi kaynaklı aşı karşıtı bir grup oluşmuştur. 

Türkiye sağlığı için aşı ve flor karşıtlığına son verelim !

FLOR NASIL UYGULANIR ?


Flor uygulamaları jeller,vernikler,solüsyonlar ile diş hekimi tarafından profesyonel olarak yapılır. Bunun dışında florlu sakızlar, gargaralar, diş ipleri mevcuttur. 

Flor solüsyonları 1940'lı yıllardan bu yana en sık uygulanan yöntem olmuştur. 4 dakika boyunca dişe temas etmesi gerek sodyum florür solusyonları mevcuttur. Uygulama ve kontrol zorluğu nedeniyle günümüzde yerini jellere bırakmıştır.

Flor jelleri özel kaşıklar içerine sürülen flor jelleri kaşıkları ağıza yerleştirmek suretiyle uygulanır. Flor jellerinin çürük riskini %30 oranında azalttığı gösterilmiştir. Dişler üzerine flor alımının en çok ilk 4 dk da gerçekleştiği tespit edilmiş olduğu için 4 dk boyunca uygulanmaları gerekmektedir. Flor jelleri orta riskli bireylerde 6 ayda bir yüksek riskli bireylerde 3 ayda bir şeklinde uygulanmalıdır. Kaşık ağızdan çıkarıldıktan sonra yutmayı önlemek için çocuğa bir süre yutkunmaması tükürüğünü tükürmesi söylenir. Bu yüzden 4 yaş altı çocuklarda jeller çok tercih edilmez.

Flor vernikleri küçük fırçalar ya da enjektörler ile diş yüzeylerine uygulanır. Vernikler diğer yöntemlere göre florun diş ile daha uzun temasını sağlar. Özellikle 4 yaş altı çocuklarda ilk tercihtir. Verniklerin kullanımı ile çürük riskinde %75'e kadar azalmalar gösterilmiştir. 

Flor Uygulaması Sonrası Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

  • Yarım saat süresince ağza su alınmamalı, çalkalanmamalı, yemek yenmemeli
  • Yarım saat süresince çocuğun tükürüğünü yutmaması faydalı olur
  • Ertesi güne kadar süt ve süt ürünleri kullanılmamalıdır